OMO – KİRLENMEK GÜZELDİR
Apartman Çocuğu kavramının daha da yaygınlaştığı günümüzde aslında ailelerin çoğu bu durumdan dertli... Hepsi çocukları sosyalleşsin istiyor, daha küçük yaşlarda oyun grupları oluşturuyor, birbirlerine misafirliklere gidiyor, ancak “dışarı” kelimesini ya alışveriş merkezleri ya da apartmanın arasına sıkışmış parklardan ibaret olduğunu görüyorlar. Üzülüyorum yavrum için, elimden geldiğince dışarıya, toprağa, bitkiye, yeşilliğe, özgürce koşabileceği yerlere götürmeye çalışıyorum. Ben yaşadım mutluydum o da mutlu olsun istiyorum işte...
Çocukluğumuzda böyle değildi. Çevre güvenliydi, daha az mikrop ve bulaşıcı hastalık vardı, mutasyon kavramını bilmezdik bile. Komşuları tanırdık, bizi eve bağlayan teknolojik cihazlar yoktu. Sokaklarda araba azdı, mahalle bakkalı, sokakta bizi eğlendirecek her şeye sahipti, ip, top hulahop... Hiç bir şey yoksa taşları üstüste dizer, biz bulurduk oyunu. Kiremit kolay bulunurdu, taşlarla ezer kırmızı toz haline getirip su katıp boya yapar, boyardık her yeri. Tebeşir bulup seksek çizerdik betona.... kirlenmek güzeldi; merdaneli makinede çamaşırları yıkamak zorunda kalan annemizin azarına rağmen. Çok şey öğrendim o dönemden. Şimdiki mesleki birikimimin, anında oyun bulabilme yetimin temelleri hep o günlerde atılmış aslında ;) ... Peki n’oldu çocukluğumuza?
Günümüzde çocukların en yakın arkadaşı tabii ki tablet televizyon gibi cihazlar oldu . Teknoloji illa ki hayatımızda olacak, ancak sınırını koymak kaydıyla. Onu küçük bir ekrana hapsedip, hayatını sınırladığı an derhal müdahale edilmeli. O an mutludur belki, işinizi rahat yaptığınız ta da yemeğinizi rahat yediğiniz için siz de mutlusunuzdur. Ancak bu da çocuğa “hazır eğlence” sunumundan başka bir şey değildir. Tavuk çiftliklerinin bile eleştirilip aslında doğası gereği zaten “gezen tavukların” makbulleştirildiği (!) günümüzde biz de çocukların gezmelerine fırsat verelim. Olması gereken de bu ki! ;) Çocuğun yaşına göre koruma kalkanınızı azaltın mesela . Aşırı evham, korumacı ya da aşırı müdahalecilik, çocuğun keşfetme, öğrenme merakını engeller. Kendine güven geliştiremez, hep işini başkalarının yapmasını bekler...
24 Nisan Pazar Günü, harika bir doğa ve atmosfere sahip olan Casa Lavanda Boutique Otel de Bumerang’ın düzenlediği Omo Kirlenmek güzeldir etkinliğinde, çocuklarımız, oyun alanlarına dair güncel bilgiler edindik. Omo’nun 10 ülkede yaptığı Global Çocuk ve Oyun Araştırması’na dair veriler ışığında, Prof. Dr. Yankı Yazgan’ın açıklamasına göre, araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu oyun oynama alışkanlıklarındaki dengesizlikte etkin olan üç temel engele dikkat çekiyor: “Dengesizliğe en fazla etkisi olan 3 öge ebeveynlerin aşırı kontrolcü yaklaşımı, çocukların ekranlara olan aşırı ilgisi ve çocukların gündelik programlarının giderek yoğunlaşması. “
Omo’nun 10 ülkede yaptığı Global Çocuk ve Oyun Araştırması Dikkatleri Tekrar Sokakta Oynamanın Önemine Çevirdi. Özellikle kendi kültürümüzün verilerine değinmek istiyorum ;
Türkiye’de her on çocuktan altısı (%61) ortalama bir günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynuyor. Bu süre mahkumların açık havada geçirmeleri tavsiye edilen[1]minimum sürenin altında.
Türkiye’de yaklaşık her yedi çocuktan biri ortalama bir günde hiç dışarıda oyun oynamıyor.
Türkiye'deki ebeveynlerin %94'ü oyun oynama fırsatına sahip olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına, %70'i ise çocuklarının dışarıda oynamak için yeterli fırsata sahip olmadığına inanıyor. Ebeveynlerin %59’u çocuklarının kapalı alan ve açık hava oyunlarında daha iyi bir dengeye sahip olmasını istiyor.
1] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserlik Ofisi mahkumlara her gün 60 dakika dışarıda zaman geçirme izninin tanınmasını tavsiye ediyor. http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/Pages/TreatmentOfPrisoners.aspx
Araştırmanın Türkiye Sonuçları
Her on çocuktan altısı (%61) ortalama bir günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynamaktadır.
Her dört çocuktan biri (%24) ortalama bir günde 30 dakika ya da daha az süre dışarıda oyun oynamaktadır.
Yaklaşık her yedi çocuktan biri (%14) ortalama bir günde hiç dışarıda oyun oynamamaktadır.
Türkiye'deki ebeveynlerin %93'ü oyun oynamanın ileride çocuklarının çok yönlü yetişkinler olmalarını sağladığı fikrine katılıyor. (Global skor: %96)
Türkiye'deki ebeveynlerin %94'ü oyun oynama fırsatına sahip olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına inanıyor. (Global skor: %93)
Türkiye’deki ebeveynlerin % 81’i çocukların farklı yaş ve gelişim dönemlerinde ihtiyaç duydukları faaliyetler hakkında daha fazla bilgi almak istiyor.
Günümüzde çocuklar serbest zamanlarında açık havada oynamak için harcadıkları sürenin (%13) %50 fazlasını içeride, ekran başında oyun oynamak (%21) için harcıyor. (Global skor: %21 ekran başı, %14 açık havada oyun oynama)
Ebeveynlerin %78'i yeterli kalitede öğrenme ve gelişim sağlamaları için çocuklarının zamanını dengelemede bazen zorluk yaşadığını belirtiyor. (Global skor: %80)
Ebeveynlerin %95’i oyun oynamanın çocuğa okulda kazanamayacağı bazı yetkinlikleri kazandırdığına inanıyor. (Global skor: %98)
Türkiye'de görüşülen ebeveynlerin %76'sı çocukları açık havada oynadığında ekip çalışmasını, %74'ü ise sosyal becerileri öğrendiğine ve çocuklarının işbirliği becerilerinin (%73), problem çözme becerilerinin (%61) geliştiğine inanıyor. (Global skor: Ekip çalışması için %73 ve sosyal beceriler için %74, işbirliği becerisi için %58 ve problem çözme becerisi için %63)
Ebeveynlerin %57'si, çocuklarının kendi çocukluk dönemlerine kıyasla daha az oyun oynama fırsatına sahip olduğuna inanıyor (global kaynak: %64)
Ebeveynlerin %79'u çocuklarını daha fazla dışarıda oyun oynamaya teşvik ediyor (Global skor: %84)
Türkiye'de her 10 ebeveynden 9'u (%90) çocuklarının gerçek hayatta spor yapmak yerine sanal ortamda spor oyunları oynamayı tercih ettiğini belirtiyor (Global skor: %81)
Türkiye'de her 2 ebeveynden 1'i (%50) çocukları ile açık havada oyun oynamak için zamanlarının olmadığını belirtiyor (global skor: %48)
Türkiye'de her 10 ebeveynden 6'sı (%59) içeride ve dışarıda oyun oynama, ekran başında ve ekran dışında oyun oynama ve yaratıcı ve fiziksel oyun oynama konularında çocuklarının daha iyi bir oyun oynama dengesine sahip olmasını istiyor. (Global skor: 2'de 1, %51)
OMO ‘nun bütün bu veriler sonucunda başlattığı bu güzel kampanya gerçekten bizi bir kez daha düşünmeye sevketti. Hep aklımızdaydı bu vahim durum ama özellikle havaların ısınmasıyla aileler tarafından daha da önem kazanacağı bir gerçek.
Unilever Ev ve Çamaşır Bakım Kategorisi Pazarlama Direktörü Alper Eroğlu planladıkları çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi: Omo, 23 Nisan’da çocukların daha fazla açık havada oynamasına ilham vermek amacıyla çeşitli okullara, yerel yönetim etkinliklerine ve Sivil Toplum Kuruluşları işbirliğiyle toplam 40.000 top hediye etmiş. 28 Mayıs Dünya Oyun Günü için de 7’den 70’e herkesi oyuna davet edecek renkli aktiviteler planlamaktaymış. .”
Çocuğumla geçirdiğim nitelikli zaman etkinliklerinde de gezerek deneyimleyerek öğrenme ve doğayı keşfetme adına mutlaka haftasonu bir ormana palamut, yaprak, kozalak incelemeye gidiyor, top, ip, oynuyor, taşlar topluyoruz, Sonra eve gelip, sosyal medya hesaplarımda da gördüğünüz çocuğum ile evde ve dışarda yaptığım etkinlikleri paylaşıyordum. Fırsat verdiğim için bir kase suya serptiğimiz kuru nanelerin yüzdüğünü, pirinçlerin ise dibe battığını öğrendi. Suyun üzerine karabiber döküp, bulaşık deterjanı döktüğümüzde tanelerin kaçıştığını gördü. Kırmızı kiremit bulamadım belki ama, ona şalgamı ezip pembe boya nasıl yapılır gösterdim. Bi fikir de ondan geldi. Zeytini ezince siyah boya oluyormuş! Kirlendik hem de çok kirlendik... Ama çok eğlendik...
İşte size bir kaç dış mekan etkinlik önerisi:
Öncelikle mutlaka yanınızda yedek çantası olsun. İçinde su, yedek kıyafet terlik,şapka, ıslak mendil, boş poşetler, yara bandı, güneş kremi kuru mendil, ip, bant, top da koyabilirsiniz.
Yapışkan Tepsi:
bir tepsinin üzerine yapışkan kısmı üstte kalacak şekilde yapışkanlı kap kağıdı kesip koyun. Tepsiye koyacağınız her madde zemine yapışacaktır böylece. Çocuğunuzun gezerken ilgisini çekecek her şey olabilir. Hatta küp şeker maşası temin edin maşa ile tutup yapışkanın üzerine koysun. Akşama inceleyecek, o günü konuşacak ne kadar, anı toplamışsınız!
Koli bandı incelemesi
Koli bandınız mutlaka olsun! Bakın hemen işyerimizin önündeki iki duvara yapıştırıp etrafta bulduğumuz yaprakları yapıştırdık. Her iki taraftan da inceledik.
İp oyunları
Bir yumak kalın ip. İple doğada o kadar çok şey yapılabilir ki! İster doğada gördüklerinizin boyu kadar ip kesip uzunluk karşılaştırmadı yapın( çiçek ile bir fidanın uzunluğunda ipleri kesin, hangisinin uzun olduğunu ipleri karşılaştırarak bulun.) ağacın çevresini ölçün, iki ağaç arasına bağlayıp, oyuncağına beşik yapın. İki ağaç arasına bağladığınız iplerin altından ve üstünden geçin.
Define avı:
Açık alana kürek ile gömdüğünüz oyuncağı (define) iz sürerek bulsun! İster bir yumak ipi yerde şekiller çizerek hazineye götürün. O da ipin üzerinde yürüyerek hazineye ulaşsın. İsterseniz onu siz yönlendirin (çöp kutusunun yanından git, taşın üzerinden atla, papatyanın tam yanında...gibi sözel ipuçları ile, ya da sıcak soğuk, yaklaştın uzaklaştın oyunlarıyla hedefe ulaşsın.
Top ile taş kulesini devirmece
Taşları üste dizip devirmeceye ne dersiniz? Top atıp devirmece oynayabilirsiniz. Küçükken siz de oynardınız, eğer saklanacak ağaç varsa, toplu saklambaç bile oynayabilirsiniz.
Doğada, parkta keşfedecek o kadar çok şey varken, varken, onları resmetmemek olmaz, mutlaka boya kalemlerinizi götürün
Önerim : Lütfen çocuklarınızı hazıra alıştırmayın. Süt kutularından evler yapıp boyayın. “buradan yırtınız, buradan kesip, yapıştırınız... Gibi hazır kutu oyunları ve aktivitelerine yönelmeyiniz. Evet bunlar kolaydır, ancak çocuğunuza da kolaycılığı öğretecektir. Parçadan bütüne doğru gitmeyi kendi keşfetsin. Tuvalet kağıdı rulolarına şişe kapağı parçalarını bir araya getirip araba yapsın. Rengarenk boyalarla boyasın. İnanın hazır alacağınız arabadan daha çok eğlenecek, “oyalanacaktır” #kalitelizaman geçirtir ve hayata dair kazanımlar verir.